Aronya bitkisi kışın şiddetli kurallarında hastalıklara karşı koruyor. Kızılderililerin de bu meyveden yararlandıkları söyleniyor.
Son yıllarda sıhhat üzerine yararları ile tüm dünyada gündemde olan bir meyve, aronya. Ana vatanı Kuzey Amerika olan ve Türkiye’de de yetiştirilen aronya meyvesi, en güçlü antioksidan kaynaklarından biri olarak gösteriliyor ve bu özelliği ile “süper meyve” olarak da anılıyor. Aronya, çok eski periyotlardan beri farklı coğrafyalarda bağışıklık sistemini güçlendirmek ve hastalıklarla savaşmak için tercih edilen bir meyvedir. O denli ki Kızılderililerin, kışın kuvvetli kurallarında hastalıklara karşı dirençli kalmak ve bağışıklıklarını korumak için aronya meyvesinden yararlandıkları biliniyor.
Aronya Çok güçlü bir antioksidan kaynağı
Diğer tüm meyvelere oranla çok daha yüksek antioksidan ölçüsü ile dikkat çekmesinin yanı sıra yüksek C vitamini oranı, polifenoller, antosiyaninler ve proantosiyanidinler üzere birçok bileşiği bünyesinde barındırıyor. Güçlü bir antioksidan kaynağı olması ile birlikte aronya, antiviral ve antiinflamatuar aktifliği sayesinde soğuk algınlığına karşı kalkan görevi görüyor ve hastalığın sebep olduğu belirtilerin de hafiflemesine takviye oluyor. Yapılan çalışmalar aronyanın viral enfeksiyonlarda virüslerin hücreye tutunmasını ve çoğalmasını engellediğini göstermektedir. Buna ek olarak aronya, bağışıklık sisteminin desteklenmesinde de tesir göstererek soğuk algınlığı ve gribin önlenmesi ve hastalık belirtilerinin hafifletilmesinde potansiyel aktifliğe sahiptir. Türkiye’de bu üstün besinden faydalanmak isteyen tüketiciler, kış başında marketlerde görmeye başladığımız aronyayı taze ya da donmuş meyve reyonlarında bulabilecekleri üzere, tesirli dozda aronya ekstresi içeren bağışıklık takviye eserlerini de eczanelerden temin edebilirler. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)